i
   
 
  LORCA BİOGRAFİSİ
Federico Garcia Lorca, Granada yöresindeki Fuente Vaqueros kasabasında 5 Haziran 1898 yılında dünyaya gelir.

Bir çok oyununun geçtiği mekan ve ya şiirlerinin arka planında hep Granada yer alcaktır. Granada; Elhamra Sarayı’yla, katedraliyle, eski ve sevimli mahalleleri ve çingene dansçılarıyla çok güzel bir kenttir, ama aynı zamanda da ölüdür. Geçmişin düşleri üzerinde yaşayan, modern uygarlıkla uyum kuramamış bir şehirdir. Bir yandan bu hüsran anıtı gibi duran Granada, diğer yandan köylülerin ve çingenelerin yaşattığı ilkel ve canlıbir gelenek; Lorca bu temaların ikisinden de yararlanacaktır.


Babası Federico Garcia Rodriguez, annesi Vicenta Lorca; her ikisi de eski Endülüs soyundan, özgürlükçü, aydın kişilerdir. Babası, topraklarının verimliliğinden ve ailenin rahatından başka bir şey düşünmeyen bir adamdır, annesi ise, evliliğinden önce öğretmenlik yapmış, şiiri ve müziği seven bir kadın. Lorca’nın dedesi bir Victor Hugo hayranı olarak bilinir, büyük amcalardan birinin de  Herdemtazeler adında bir şiir kitabı yayınlamıştır.

Aile Federico’nun doğumundan hemen sonra Asqueros’ta daha geniş bir eve taşınır. “Bütün çocukluğum köylüdür; çobanlar, kır, gök, ıssızlık”...  Kadınlarla dolu bu evde büyüyen Lorca’nın ilk yıllarda sağlığı pek yerinde olmadığı için annesi, büyükannesi, halası, dadıları hep üzerine titremişlerdir. Lorca bu dadıları büyük bir coşkuyla övecektir daha sonraları –özellikle de- candan hizmetçi Dolores’i; ona ninni söylerken içini halk türküleriyle, halk söylenceleriyle doldurdukları için: “Ninni yavrum, ninni, atını ırmağa su içirtmeye götürüp de hani o su içirtmeyen atlının ninnisi, ninni yavrum ninni” diye devam eden ninniyi yıllar sonra Kanlı Düğün’de aynen kullanacaktır. Lorca şiir ve oyunlarında, halk şarkılarının, şiirlerinin ve deyişlerini aynen kullanmıştır. Endülüs’lü Denizcilerin Gece Şarkısı’nın[ii] Don Cristobita oyununa girmiş, ya da kardeşiyle Sierra Nevada’ya geziye çıktıklarında bir katırcının söylediği türkünün “Kız sandım da götürdüm dere boyuna / Evli değilmiymiş meğer, günahı boynuna” nakaratları “Kocalının Biri[iii] şiirinin konusu olmuştur.

Lorca’nın, arkadaşlarının gürültücü oyunlarından uzakta, kavakların hışırtısını dinlediği ve karıncalarla konuştuğu söylenir. İlk oyuncağı bir kukla tiyatrosudur ve söylenenlere göre bunu hep yanında gezdirmiş; Madrid’e, Amerika’ya gittiğinde bile yanından ayırmamıştır. İlk okuma yazma derslerini annesinden ve daha sonraları da aile dostu öğretmen Antonio Espinosa’dan almıştır.

Lorca 1909 yılında iki okulda birden (Sagrado Corazon de Jesus Koleji ve bir lisede) orta öğretim görür. 1914’te bitirme sınavlarını verdikten sonra pek içinden gelmeyerek Edebiyat fakültesine –babasının gönlü olsun diye de- Hukuk fakültesine yazılır. Onun için baş uğraşısı 1918’e kadar müziktir. Yeteneklerini gören annesi ona solfej öğretmiştir, halası da gitar çalmasını, on yaşından sonra da Verdi’nin yetiştirmelerinden Don Antonio Segura’nın yönetiminde piyano ve kompozisyon dersleri almaya başlar. Lorca’nın bu çok yönlülüğü, daha sonraları yaratacağı eserlere yansıyacak, dansı, müziği, şiiri ve tiyatroyu her zaman bir arada düşünecektir.

1916 yılı Lorca için İspanya’yı tanıma yılları olur. Granada Üniversitesi profesörlerinden Martin Dominguez Berrueta yönetiminde, inceleme gezileri yapar. Bu gezilerin ardından dostu Rafael Martinez Madal’a şöyle yazacaktır: “ilk olarak İspanyol niteliğimin tam bilincine vardım”

1917’de ilk kitabını yayımlar : (Fantasia simbolica) Simgesel Düşlem Aynı yıl hayranlıkla seveceği iki kişiyle tanışır: Manuel de Falla ve Fernando de los Rios.

1918’de 1916 yılında yaptığı gezilerden esinlenmelerin oluşturduğu ikinci kitabı yayımlanır: (İmpresiones y Paisajes) İzlenimler ve Görünümler.

1919’da Fernando de los Rios’un önerisine uyarak Residencia de Estudiante’ye (Öğrenci Yurdu’na) yerleşir. Özgürlükçü, yeni estetiklere, yeni düşüncelere sonuna dek açık, seçkin İspanyol aydınlarının bir araya geldiği; genç taşralı için yeni dünyanın, her çeşitten kültürün, resmi, şiiri ve Avrupa tiyatrosunu yenileyen bütün öncülüklerin ortaya serildiği bir yerdir burası. Önemli tartışmalar yapılır burada: Guillermo de Torre, Jose Moreno Villa, Luis Bunuel, Rafael Alberti, Pedro Salinas ve Gerardo Diego gibi sanatçılarla tanışır.

1920 - Eduardo Marquina onu tiyatro çevresine sokar. Sonraları bir çok oyununun dekorlarını çizecek olan Fotanals ile dostluk kurar. Ünlü oyun yazarı Martinez Sierra ile tanışır. Şiirlerinden birini çok beğenen Sierra, aynı havada bir oyun yazmasını ister Lorca’dan: (El maleficio de la mariposa) Pervanenin Nazarı Değdi–yada Kelebeğin Büyüsü- adlı oyunu yazar, ancak yalnızca bir akşam oynanabilir oyun. (22 Mart 1920); Ünlü balerin La Argentina’nın dansları bile daha çok sürmesini sağlayamaz.

1921’de (Libro de Poemas) Şiirler Kitabı yayınlanır. Lorca bu kitabıyla aydınların dikkatini çeker.

1922 – Manuel de Falla, kaybolmaya yüz tutan bir geleneği kurtarmak için, Granada’da bir Cante Jondo şenliği düzenler. (Lorca’nın daha sonraları yayımlayacağı ünlü şiirler kitabının adı bu şenlikle ilgili olacaktır) Bestecinin öğrencileri ve dostları, en başta da Lorca, halkı daha önceden bu şenliğe hazırlarlar. Lorca 19 Şubat’ta kentin sanat merkezinde konuyla ilgili bir konferans verir.

1923- Armağan Bayramı. Federico evinde yüz kadar çocuğa, yirmi kadar da yetişkine büyük bir kukla ve müzik şöleni verir: Programda Cervantes’in “İki Palavracısı”, kendisinin sonradan kaybolmuş olan “Fesleğenli Genç Kız ve Meraklı Prens” adlı bir güldürüsü ve “Büyücü Kralların Gizemi” adlı ortaçağdan kalma bir oyun bulunmaktaydı. Lorca, kuklaları kendisi oynatmakta, müzisyenleri de De Falla yönetmektedir.

1924- (Canciones) Şarkılar’ı bitirir.

8 Ocak 1925 – Çocukken arkadaşlarıyla, halka olup türküsünü söyledikleri, bir bayrak üzerine özgürlükçü sözler işledi diye ölüme mahkum edilen Granadalı genç kız Mariana Pineda (1804-1831) için bir oyun yazar.[iv]

1926’da Granada yakınlarında kendi evinde kalırken (La zapatera prodigiosa)  Kunduracı Güzeli adlı oyununun ilk biçimini yazar.

Mayıs 1927- İfigenia’nın Kurban Edilişi adlı bir oyun üzerinde çalışır; fakat bu oyun ya kaybolmuş ya da basılmamıştır.

24 Haziran 1927 – Ünlü tiyatro oyuncusu Margarita Xirgu, Barcelona’nın Goya Tiyatrosu’nda Mariana Pineda’yı oynar.

Ağustos 1928 – (Primer romancero gitano)İlk Çingene Romansları yayımlanır. Olay son yüzyıl İspanyol şiirinin en büyük başarısıdır. Bu kitapta 1924-1927 yılları arasında yazdığı bütün şiirler toplanmıştır. Kitap yazarın en çok basılan ve en başarılı olmuş yapıtı sayılmaktadır. Lorca, köy köy dolaşıp yaşlılardan dinlediği eski söylencelerden, masalla destan arası öykülerden, şarkılardan esinlenerek bu ürünü ortaya çıkarmıştı. Şiirin pek kısa zamanda yaygın bir üne kavuşmasından canı sıkılan Lorca ötekileri yayınlamaktan vazgeçer. Arada 1926’dan beri geçirmekte olduğu duygusal bunalımlar daha da artmaya başlamıştır.

Aynı yıl (1928) “Don Cristobita ile Donna Rosita’nın Acıklı Güldürüsü” adlı oyunu yazar.

Haziran 1929 – Granada’dan Carlos Morlo’ya yazdığı mektupta artık içinin rahatladığını, hava değiştirmek amacıyla, eski öğretmeni ve dostu Fernando de los Rios’a New York’a dek eşlik edeceğini bildirir. De los Rios’la birlikte New York, Fransa, İngiltere ve İskoçya’ya gider. ABD’nin Colombia Üniversitesi’nde öğrenim görür.

Temmuz 1929 – Walt Whitman çevirmeni Leon Felipe ile dostluk kurar.

Ağustos 1929 – Edem Mills gölü kıyısındaki Vermont’da kalır;  “eşsiz bir görünüm ama alabildiğine hüzünlü”

Sonbahara doğru üniversiteye geri döner. Kentin bütün müzelerini, tiyatrolarını, sinemalarını dolaşır; göçmen mahallelerini, özellikle de Harlem’i gezer; oradaki caz müziğine cante jondo kadar vurulur. Bu müzik ona göre insan ruhu, insan duyarlılığı, insan sıcaklığı ile yoğrulmuştur. Bunun ötesinde, Amerikan uygarlığı (ki büyük bunalım yılıdır) para ve makina zorbalığıdır ancak. Sürgünde sanır kendini Lorca. Ölüm duygusu baş döndürücü bir biçimde kavrar kendini. Bir şiir kitabı daha doğar: Ozan New York’ta.

Ocak-1930. İspanya-Küba Kültür Derneği’nin davetlisi olarak Küba’ya gider. Lorca burada kendini anayurdunda sayar. Zenci müziğine ve danslarına ilgi duyar. Çeşitli konferanslar verir: (teoria y juego del duende) Duende Kuramı ve Oyunu, (Soto de Rojas- Lo que canta una ciudad de noviembre a noviembre) Bir Kent Kasım’dan Kasım’a Nasıl Şarkı Söyler, (las nanas infantiles) Ninniler.

Küba’da Halk (Publico)  adında gerçeküstücü bir oyun yazmaya başlar. Bu oyunun 1934’te yayınlanan bir kaç parçası biliniyor ancak. Aynı yıl Aradan Beş Yıl Geçerse (Asi que pasen cinco anos) adlı oyunun bir bölümünü yazar.

1931’in yaz aylarında 1922’lerde başladığı  Cante Jondo Şiiri (Poema del cante jondo)   adlı kitabı yayınlar. Ekim’de de Tamarit Divanı(Divan del Tamarit)  adlı şiir kitabını bitirir.

10 Temmuz 1932’de Ulusal Eğitim Bakanı F.de los Rios’un onayı ve para yardımıyla kurduğu gezici üniversite tiyatrosu La Barraca, İspanya’yı köy köy dolaşıp devrimci bir anlayışla büyük İspanyol klasiklerinden temsiller vermeye başlar. Oyunlar arasında Calderon’dan “Hayat Bir Rüyadır”, Lope de Vega’dan “Fuente Ovejuna”, Molina’dan “Sevilla Çapkını” ve Cervantes’ten kısa güldürüler yer almaktadır.

Her yıl yaz aylarının bir kısmını mümkün olduğunca evinde geçiren Lorca, 1932’nin Temmuzunda, Granada’da üç perdelik bir trajedi yazar: Kanlı Düğün. (Bodas de Sangre)

1933- 5 Nisan’da Don Perlimplin’in Belisa ile Bahçede Sevişmesi (Amor de Don Perlimlin con Belisa en sujardin) adlı oyun oynanır. Oyunun yazım tarihi 1929’dan önce olduğu söylenebilir.

“Kanlı Düğün”, Madrid’te sahnelenir. Daha sonra bir Latin Amerika turnesine çıkılır. Oyun büyük bir başarı kazanır. Bu yolculuk, İspanya iç savaşından önce dışarıya son çıkış olur.

Walt Whitman’a Od şiirleri ve Yerma adlı oyun aynı yıl içerisinde yazılır. Yerma 1934’ün Temmuz ayında tamamlanır.

1934 - Ünlü boğa güreşçisi İgnacio Sanchez Mejas’ın ölümü üzerine ağıt yazar. (Boğa Güreşçisine Ağıt) Bütün genç şairlerin sevgilisi ve dostu olan bu yiğit boğa güreşçisinin Manzanares arenasındaki ölümü acıklı olmuştur.

1935 – Kukla oyunu (retablillo de Don Cristobal) Don Cristobal’in Küçük Oyunu ve İhtiyar Kız Donna Rosita ya da Çiçeklerin Dili adlı oyunlar yayınlanır.

1936 – (La casa de Bernarda Alba) Bernarda Alba’nın Evi adlı oyunu yazar.

Lorca, 16 Ağustos’ta Franco’nun polislerince evinden alınarak tutuklanır. 19Ağustos’ta kuşuna dizilir. Cesedi 20 Ağustos’ta Viznar-Alfacar yolu üzerinde bulunur.



[i] Federico Garcia Lorca, Walter T. Pattison, ç: Çağil İvak, TDR

[ii] Tamarit Divanı / Dağınık Şiirler, F.G. Lorca, Bütün Şiirler:4, Sait Maden, Çekirdek Yayınları, 1996, s.121

[iii] Cante Jondo Şiiri / Şarkılar, F.G.Lorca, Bütün Şiirler:2, Sait Maden, Çekirdek Yayınları, 1996, s.21

[iv] “Ah, hayır, o büyük bir kahraman değil. Mariana orta sınıftandır ve şiirseldir. Sonunda sevgilisinin kendisini Özgürlük ile anlayarak Özgürlüğü kendisinde cisimleştir... Hiç kimse bu 19.yy. kişiliğine aldırış etmedi. Onu farketmediler bile. Onu yüceltmek zorundaydım. Kendimi buna zorunlu hissettim... Mariana Pineda çocukluğumun en büyük duygusal deneyimlerinden biridir. Benim yaşımdaki çocuklarla birlikte elele tutuşarak, ritmik olarak açılıp kapanan bir daire oluşturur ve bana trajik gelen melankolik bir tonda şarkı söylerdik:”

                Granada’da ne hüzünlü bir gün / Ah! Kaldırım taşları bile ağlayabilir, / Mariana darağacına ölmeye gittiği için / Marianita yatak odasında oturdu./ Hep aynı şeyleri düşündü durdu./ “keşke Pedrosa beni nakış işlerken görse / özgürlük adına bu sancağın üzerine”.... Lorca ile Oyunları Üzerine, ç: Gül Demiriz, Mimesis 3

AYÇA TELIRMAK

 

Kadınların, bir başına kadınların, yoksun bırakılmışların, içine yanmışların, kabuğuna mahkûmların hikâyelerini anlatmaya yola çıkmıştık Ayça’yla. Cümlelerimiz billurlaştıkça, cesaret bulduk, o küskün, terk edilmiş, kovulmuş dokularımızdan, söz çıkarttık, şiir çıkarttık… Hayatın tüm ıskalarına yeniden nişan alır gibi… Sanki sil baştan başlar gibi…
 
Oyuncunun hayat hikayesi sahnenin örsünde şekillenir. Övüncü bir avuç alkış, bir de başını yastığa koyduğunda gözlerine oturacak huzurlu bir uykudur. Ayça sonsuzluğa gitti. Apansız, yaka kavura…
 
Kulis aralarından, kumaş kıvrımlarından, sahne karanlıklarından süzülen anılarıyla baş başayız şimdi. Onun adına, onunla birlikte.
 
Huzurla uyu Ayça Telırmak.

 
 
İSTANBUL EFENDİSİ
 
İSTANBUL EFENDİSİ
Musahipzade Celal' in ünlü klasiği İ.B.B. Şehir Tiyatroları sahnelerinde...



																	
TARLA KUŞUYDU JULİET
 
TARLA KUŞUYDU JULIET
Ephraim Kishon' dan Romeo ve Jüliet üzerine eğlenceli bir fantazi.




																	
DEFTER
 
 
 
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol