i
   
 
  KARAVAN

KARAVAN

İngiltere’de geleneksel Çingene evi, bir atın çektiği rengarenk dekore edilmiş ahşap karavanlardır. Ama aslında karavanların çingeneler tarafından kullanılmasının sadece 150 yıllık bir geçmişi var. Daha önceleri yayan olarak ya da at arabaları ile seyahat eden çingeneler ağaç dalları ve kumaşlarla yaptıkları ilkel çadırlarda kalıyorlardı. İçinde yaşamaya olanak sağlayan karavanlar 1800’lerin başında kullanılmaya başlandı. Ve İngiltere’de muhtemelen ilk kez bir gezici satıcı ya da sirkle birlikte 1820’lerde görüldü. 1850 civarında çingenelerin çoğu artık bu arabalarla seyahat ediyordu.  Bu çingene karavanlarının  yüksekliği 10 ft genişliği ise 6 ft  ve yerden yüksekliği 9’  6” arasında değişiyordu.

Çingeneler karavanlarına vardo diyorlardı (İran dilindeki vurdon sözcüğünden geliyor) Çoğu kez kendilerinin yaptığı bu karavanlar Çingeneler için kutsal denecek ölçüde değerliydi Yeni evlenen bir çift çingene olmayan bir ustaya bir karavan yaptırmak için £50-150 ödemeyi göze alabilirdi. Bir vardo yapmak 6 ila 12 ay arası sürebiliyor ve yapımında meşe, ceviz, çam ve karaağaç kullanılıyordu. Rengarenk boyanıp, oymalarla süsleniyor ve sıklıkla altın kaplamalarla zenginleştiriliyordu.

Roman wagonunda soba genelde girişin solunda bulunur. arka tarafta ise wagon boyunca yatak uzanırdı yatağın altında genişçe bir dolap  ya da başka uyku alanları bulunur burada iki yetişkin kimi zaman da  dört çocuk uyuyabirdi. Yan tarafta oturma alanı olarak kullanılan çıkıntılar, bu çıkıntıların arasında da dolap bulunurdu. Vagonun arka tarafında genellikle pencere olurdu. Karavanların kimisi ortası dantel işli  çadır beziyle çevrelenmiş açılır parçalı kimi ise sabit şekilli kapıları vardı. Karavanların dışında sahiplerinin mesleklerine göre sepet süpürge ya da fırçaları asmak için askılar bulunurdu. Zemine doğru daralan karavanlar,  duraklar esnasında çoğu kez ağaçların arasına gizlenirdi. Günde 15 mile yakın mesafe kat eden vagonlar, uzun yolculukların ardından yaklaşık on yılda bir tamir ve bakım için ustalarına götürülürdü. Sahipleri ölen vagonlar kimi zaman yakılırdı. Ölüm yolculuğunun tamamlanabilmesi için ölüye ait olanların yakılması ya da gömülmesi gerektiğine inanılırdı.

 

2.Dünya savaşı sona erdiğinde vagon yapımcılarının çoğu ölmüş vagonlarsa neredeyse tarihe karışmıştı. Bugün ise son kalan örnekleri restore edilerek müzelerde saklanmaktadır

Karavanların kabaca altı çeşidi olduğu söylenebilir;  
Brush, Reading, Ledge, Bowtop, Openlot ve Burton. ( Bu adlar genellikle sahiplerinden, tarzlarından ya da yapanların imzalarından geliyor.)
The Brush vagon ya da  "çayır vagonu"nuna Çingene vagonlarının atası diyebiliriz.



 

AYÇA TELIRMAK

 

Kadınların, bir başına kadınların, yoksun bırakılmışların, içine yanmışların, kabuğuna mahkûmların hikâyelerini anlatmaya yola çıkmıştık Ayça’yla. Cümlelerimiz billurlaştıkça, cesaret bulduk, o küskün, terk edilmiş, kovulmuş dokularımızdan, söz çıkarttık, şiir çıkarttık… Hayatın tüm ıskalarına yeniden nişan alır gibi… Sanki sil baştan başlar gibi…
 
Oyuncunun hayat hikayesi sahnenin örsünde şekillenir. Övüncü bir avuç alkış, bir de başını yastığa koyduğunda gözlerine oturacak huzurlu bir uykudur. Ayça sonsuzluğa gitti. Apansız, yaka kavura…
 
Kulis aralarından, kumaş kıvrımlarından, sahne karanlıklarından süzülen anılarıyla baş başayız şimdi. Onun adına, onunla birlikte.
 
Huzurla uyu Ayça Telırmak.

 
 
İSTANBUL EFENDİSİ
 
İSTANBUL EFENDİSİ
Musahipzade Celal' in ünlü klasiği İ.B.B. Şehir Tiyatroları sahnelerinde...



																	
TARLA KUŞUYDU JULİET
 
TARLA KUŞUYDU JULIET
Ephraim Kishon' dan Romeo ve Jüliet üzerine eğlenceli bir fantazi.




																	
DEFTER
 
 
 
Bugün 27 ziyaretçi (31 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol